Pek Güzel Sözler

Sayfa Açıklaması: Hazırlanan bu sayfada Pek Güzel Sözler yer almaktadır.

Birbirinden güzel etkileyici, komik, anlamlı, şakacı sözleri sayfamız aracılığıyla sizlere sunmaya devam ediyoruz.Değerli okurlarımız için hazırlanan bu özel sayfada karışık olarak listelenmiş oldukça güzel elit sözler yer almaktadır.Pek Güzel Sözler adı altında toplanan bu sözler en güzel sözlerden oluşmaktadır. işte sizlere o çok güzel sözler...

PEK GÜZEL SÖZLER LİSTESİ:
Aynı dili değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşabilir.

Masallar Albayım. Bu dünyada sonu mutlu biten tek şey onlar.

Hiç kimseyi, sizi duasına katmayacak kadar kırmayın.

Herkes aynı anda geceyi yaşar ama herkesin karanlığı farklıdır.

Sen gönlünü defter yaparsan gelip karalayan çok olur.

Herkesi adam yerine koymayın bazıları alışkın değildir yadırgar.

Yükün dürüstlükse gücün düşer belki ama başın düşmez.

Hayatta en kıymetli hediye zamandır kime verdiğinize dikkat edin.

Pahalı parfümleri bir kenara bırakın insan güven kokmalı.

İplerdeki düğümler bir şekilde çözülür. Asıl mesele boğazındakiler.

Güven ayna gibidir. Bir kere kırıldı mı, hep çizik gösterir.

Bazı insanlar alçak gönüllüdür bazıları da alçak olmaya gönüllüdür.

Çektirilen acı havada asılı kalmaz, çektirenin başına düşer.

Ne olmuş yani büyük adam olamadıysak, hayallerimizi satmadık ya.

Ağlamak dudakların diyemediğini gözyaşlarına söyletmektir.

Şımaracak kimsen olmayınca hayat seni kocaman bir adama çevirir.

Yüzü güzel insanlar için gönlü güzel insanları ne çok üzdünüz.

Sevmek bu kadar güzelse kim bilir sevmeyi yaratan ne kadar güzeldir.

Başladığın cümleyi kendin bitiremezsen noktayı başkası koyar.

Yeryüzü bize atalarımızdan miras kalmadı çocuklarımızdan ödünç aldık.

Bir insanın geleceği en büyük mertebe güvenilir insan olmaktır.

Fırtınanın şiddeti ne olursa olsun, martı sevdiği denizden asla vazgeçmez.

Öperken kokusunu içine çektiysen özlerken burnunun direği sızlar.

Gülersen, bütün dünya seninle birlikte güler. Ağlarsan tek başına ağlarsın.

Hayatınız kötü bir yola girmişse unutmayın, direksiyondaki sizsiniz.

Bir insan bir kere gözünde küçüldüyse artık onunla büyük hesaplar yapılmaz.

Yorma kendini bırak hayatına eşlik etmek isteyenler seninle gelsin.

Kötülük yaptın mı kork! Çünkü o bir tohumdur. Allah yeşertir, karşına çıkarır.

Belki yağmura da gerek kalmazdı, insanlar bu kadar kirli olmasaydı.

Ağlamaktan korkma. Zihindeki ıstırap veren düşünceler gözyaşlarıyla temizlenir.

Yorma kendini; bırak hayatına eşlik etmek isteyenler seninle gelsin.

Umudunu asla kaybetme. Allah hem imtihan eder. Hem de imtihanda yardım eder.

Tok olan cümle cihanı tok sanır. Aç olan da alemde ekmek yok sanır.

Bana yalan söylemene üzülmedim. Bir daha sana asla güvenemeyeceğime üzüldüm.

Her şey üstüne üstüne geliyorsa, belki de sen ters yönde gidiyorsundur.

Eğer, ileride bir gün keşke demek istemiyorsan, üç doğru seç! Eşini, işini, arkadaşını!

Ne bir savcı kalırdı ne bir yasa. Şu insanoğlu, önce bir kendini yargılasa!

Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen; hem yolunu kaybedersin, hem dostunu.

Olur olmaz kişilere içini dökersen döktüklerini toplamak da yine sana düşer.

En güzel ironisidir dünyanın, seni üzmek istemiyorum diyen herkesin hayatımızın içine sıçması.

Kimseyi kendini göstermek için çabalama. Seni seven insan, gözündeki ışığı bile görür.

Ne diye böbürlenip büyükleniyorsun? Doğumun bir damla su, ölümün bir avuç toprak değil mi?

Denizi seviyorsan dalgaları da seveceksin. Korkarak yaşarsan, yalnızca hayatı seyredersin.

Bir erkeğin yumruğundan daha serttir bir kadının son sözü. Çünkü biri dişlerini döker, diğeri düşlerini.

Bir yandan korkun bir yandan umudun varsa iki kanatlı olursun. Tek kanatla uçulmaz zaten.

Sadece aptalların ciddiye alındığı bir dünyada yaşıyoruz. O halde ‘beni anlamıyorlar’ diye üzülmek niye?

Tok insanları sevin. Çünkü gözü aç bir insanın karnı aşla, nefsi aç bir insanın kalbi AŞKLA doymaz.

Karşıdan karşıya geçer gibi sev beni; önce bana, sonra bana, sonra yine bana bak.

Dünyadaki herkesin parmak izinin farklı olması, kimsenin sana benim gibi dokunamayacağının kanıtıdır.

Gerçek aşk şans oyunları gibi hayali bile mutlu ediyor insanı. Fakat tutturabilene aşk olsun.

Nedir senin gerçeğin. Aşk kime yakışır, vuslat kime? Canı seni çekene mi, senin için canından geçene mi?

Sen gidersen sesin gider, kokun gider, yüzün gider. Ay dolanır pusularda, tenim titrer ve gecem biter.

Ey yar! Seninle ölmeye geldim. Ateşsen yanmaya, yağmursan ıslanmaya, soğuksan donmaya geldim. Mevlana

Bazı duyguları yazamazsın. Anlatamazsın. Çünkü tefsiri ancak his ile mümkündür. Bu yüzden sadece yaşarsın.

Sana yerine getiremeyeceğim sözler veremem, fakat istersen hiç kullanılmamış tertemiz bir kalp verebilirim.

Tabaklarda kalan son kırıntılar gibiydi sana olan sevgim. Sen beni hep bıraktın; Bense hep arkandan ağladım.

Kapına geldim. Ve ben, ben olmaktan vazgeçtim. Sen yeter ki “kim o” de. Kim olmamı istiyorsan, o olmaya geldim. Mevlana

Belki hiçbir evrakta isimlerimiz yan yana gelmedi. Ama gayri resmi birçok hayalde ben seninle aynı yastıkta yaşlandım.

O kadar yakınsın ki seni ben sandım, sana o kadar yakınım ki beni sen sandım. Sen mi benim ben mi sensin şaşırdım kaldım… Mevlana

Sizi hayallerinden vazgeçecek kadar seven bir kalp bulduysanız Allah’tan yeni bir ömür isteyin. Çünkü bir ömür yetmez onu sevmeye.

Seni bana veren rabbime şükürler. Yaşanan senli her anıma şükürler. Göz görüp gönlüm severse sevgim için seni gören gözlerime teşekkürler.

Ağzımın tadı yoksa hasta gibiysem, boğazıma düğümleniyorsa lokmalar, buluttan nem kapıyorsam, inan hep güzel gözlerinin hasretindendir.

Aşka uçarsan kanatların yanar. Aşka uçamazsan kanatların neye yarar? Aşka varınca kanadı kim arar? Aşkın açamadığı kapı, kanatlanıp uçamadığı yer mi var? Aşk, kanatlanıp uçmaktır ey yar!

Sen benim en doğru yanlışım. Tövbesi olmayan günahımsın. Uzak duramadığım yasaklım, en açık ettiğim saklımsın. Sen başımdan giden aklım, severek çektiğim ahımsın.

İlla birini seveceksen tene değil cana değeceksin. İlla birini seveceksen, dışını değil içini seveceksin. Gördüğünü herkes sever.  Ama sen görmediklerini seveceksin, sözde değil özde istiyorsan şayet; tene değil cana değeceksin. Hz. Mevlana

Seni özlemek, üşümek gibidir soğuk bir akşamüstü, yağmurun altında yürümek gibi sırılsıklam, titreye titreye. Sıcak bir yer bulup sığınmak istersin ya hani, öyle ihtiyacım var işte, yüreğine sığınıp, nefesinde ısınmaya.

Kömür karası sevdam var benim, tıpkı gökyüzündeki yıldızlar kadar güzel, bir o kadar da göz alıcı kirli insanlardan uzak tertemiz engin denizlere benzeyen gözlerini hapsettiğim damarlarımdan akıp giden nefesinle kalbime ulaştın, sen benim yaşayamadığım her şeysin sen cansın heyecansın.

Ah sevda bahçemin tutsak çiçeği… Ben seni oraya hapsettim. Seni hapsettim kırık bir aşk şarkısı eşliğinde. Hüzne buladım seni. Deniz meltemlerini okşayan saçlarını hapsettim kalbimin kıvrımlarına. Ordasın artık. Oradasın ve ne kadar olman gerekiyorsa.

Yağmurlu bir günde koşar sana gelirsem ıslak saçlarımı düzelt, başımı omuzuna yasla, ansızın dudaklarımı dudaklarıma değdir. Masum bir çocuk gibi konuşursam anla ki sana muhtacım; ver elini elime yalanda olsa bir kez seni seviyorum de…

Senin gözbebeklerin var ya, kadın kadın gülen, insan insan bakan gözbebeklerin. Beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta. Beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder. Bir açarsın ki mutluyum. Bir kaparsın her şey elimden gitmiş.

Sen benim bakışına hasret kaldığım sesine özlemle bağlandığımsın. Özlemim, hasretim, bakmaya doyamadığımsın. Bahtıma doğanımsın. Olmazsa olmazımsın. Nefretim, öfkem, kinim, sevincim, umudum, düşüm, rüyam, hayalim ama en çok ağlatan, en çok kanatansın… Sen tarifi imkânsızımsın.

Aşk çare midir yalnızlığa? Yoksa tutsak mı eder yüreğine? Ya da uçurur mu kafesindeki çırpınan kuşu, özgür bırakır mı? Aşk nedir sahi? Aşk sevmektir sevginin de doz aşımı yoktur. Korkmayın doya doya sevin sarmalayın sevdiğinizi…

Çok pahalısın ulan mutluluk.

Her sabah uyanıp ilk seni seviyorum.

Aklıma yuva yapıyor gülüşlerin.

Özlemek denmez buna bunun adı yangın.

Sen benim en güzel hislerimsin.

Gönül almayı bilmeyene ömür emanet edilmez…

Bu kentin en tenha yeri kalbimdir şimdi.

Zaman seni bana verecekse mesafelere razıyım.

Kahrolsun yan yana olmadığımız her yer.

Aşkın her halini gördüm artık ne hali varsa görsün.

Beni yokluğunla savaştırma. Kaybederim.

Saç diplerimden tırnak uçlarıma kadar kırgınızm sana.

Sen kokuyor yokluğunda içtiğim sigaralar.

Görmeden seni isteyen gönlüm, görünce nasıl dayansın.

Gönül yorgun düştüğünde, yürek dilsiz kalır.

Beni kaybetmeyi başaranı asla kazanmak için uğraşmam.

Eğer aşk yalansa acısı neden bu kadar gerçek.

Boğazımda kalan mutluluğu, sırtıma vura vura çıkardılar.

Zor günler, dostu düşmanı ayıklamak için var.

Bir kalbiniz vardı, onu hatırlayınız.

Göğü kucaklayıp getirdim sana, kokla açılırsın.

Kötü bir işin en gizli şahidi vicdandır.

Bütün iyi şeyler güler. Yalvarırım gülmeyi öğrenin.

Güneş demişken, ellerini çok seviyorum.

Aşkın her halini gördüm, artık ne hali varsa görsün.

Benim sevdiğim renk senin gözlerinde kaldı.

Gözyaşlarını, çocukların erişmeyeceği bir yere saklayın.

Giden gitmiş, hüznü ayaklandırmak boşuna.

Öyle güzel bakardı ki, sadece beni gördüğünü zannederdim.

Gençliğimi sadaka verdim şu dilenci yıllara.

En ağır işçi benim; gün yirmi dört saat, seni düşünüyorum.

Ya farkıma vardığında, farkın kalmamış olursa?

O kadar güzel unutmuştun ki beni, hatırlatmaya kıyamadım.

Kasımda aşkı bulamadık, kapıyı aralık bıraktık.

Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık ”sevda” da boğulur.

Hiçbir harfi sensiz bir cümleye kurban etmedim.

Sen böyle güzelken bana söz düşmez bakma, şiirler yazdığıma.

Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur.

Ne kadar seversen, o kadar sevilirsin derken kafan mı güzeldi.

Gözler yaşarmadıkça gönüllerde gökkuşağı oluşmaz.

Başkasının önünü aydınlatırken kendi yolumuza da ışık tutarız.

Öyle bir gel demelisin ki, mesafeler anlamını yitirmeli.

İkimizi bir kefene saralar, bir kabirde sır olalım sevdiğim.

Ey yar! Seninle ölmeye geldim. Ateşsen yanmaya, yağmursan ıslanmaya, soğuksan donmaya geldim. Mevlana

Ben seni bu yaşımda yaşamın tam ortasında öylesine değil ölesiye seviyorum.

Bunca yalanın, bunca talanın, bunca riyanın arasında sen. Ne güzel duruyorsun ömrümün ortasında.

İnsana imtihan için özlemek yeter, bir şehri, bir sesi, bir nefesi. İmtihan için bir sen yeter…

Belki hiçbir evrakta isimlerimiz yanyana gelmedi. Ama gayriresmi birçok hayalde ben seninle aynı yastıkta yaşlandım.

Bazı duyguları yazamazsın. Anlatamazsın. Çünkü tefsiri ancak his ile mümkündür. Bu yüzden sadece yaşarsın.

Seni bana veren rabbime şükürler. Yaşanan senli her anıma şükürler. Göz görüp gönlüm severse sevgim için seni gören gözlerime teşekkürler.

Sizi hayallerinden vazgeçecek kadar seven bir kalp bulduysanız Allah’tan yeni bir ömür isteyin. Çünkü bir ömür yetmez onu sevmeye.

Senin gözbebeklerin var ya, kadın kadın gülen, insan insan bakan gözbebeklerin. Beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta. Beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder. Bir açarsın ki mutluyum. Bir kaparsın her şey elimden gitmiş.

Sen benim en doğru yanlışım. Tövbesi olmayan günahımsın. Uzak duramadığım yasaklım, en açık ettiğim saklımsın. Sen başımdan giden aklım, severek çektiğim ahımsın.

Sen benim bakışına hasret kaldığım sesine özlemle bağlandığımsın. Özlemim, hasretim, bakmaya doyamadığımsın. Bahtıma doğanımsın. Olmazsa olmazımsın. Nefretim, öfkem, kinim, sevincim, umudum, düşüm, rüyam, hayalim ama en çok ağlatan, en çok kanatansın… Sen tarifi imkânsızımsın.

Ben sana kızsam, kendime küserim.

Konu ne zaman senden açılsa kapatmaya kıyamıyorum.

Bana yüzünü dönme gece oluyor sanıyorum.

Görmeden seni isteyen gönlüm, görünce nasıl dayansın.

Sen benim şarkımsın, herkesin dili dönmez.

Kim istemez mutlu olmayı, ama mutsuzluğa da var mısın?

Çünkü her bir zerrem aşık her bir zerrene.

Besmelesiz başladım diye mi, doyamıyorum seni sevmeye?

Yorumlar